Vergideki adaletsizliği eleştiren Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Hukuk ve Mevzuat Sekreteri Uzman Dr. Çağlar Özen aile hekimlerinin hakedişinden her ay yüzde 35 kesinti yapıldığını hatırlatarak “Bu vergi miktarı, İliç’teki maden kazasında ilgili firmanın silindiği iddia edilen vergi borcuna yakın” dedi.
Birlik ve Dayanışma Sendikası, Mersin Tabip Odası (MTO), SES, Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası, Tabip-Sen, HekimSen, Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER) ve Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği katılımıyla düzenlenen toplantıda ortak bir basın açıklaması yaparak, vergideki adaletsizliği eleştirdi.
Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Hukuk ve Mevzuat Sekreteri Uzman Dr. Çağlar Özen aile hekimlerinin hak edişinden her ay yüzde 35 kesinti yapıldığını hatırlatarak “Bizleri bu ağır, haksız, adaletsiz vergi yükü altında ezen sayın yetkililer, sizi anlıyoruz. Niye böyle yaptığınızı yorumluyor, biliyor ve anlatıyoruz. Siz de bizi anlamak isterseniz kulak verin” çağrısı yaptı.
“Maden firmasının silinen vergi borcu kadar vergi kesiliyor”
Aile hekimlerinden kesilen vergi miktarının İliç’teki maden kazasında ilgili firmanın silindiği iddia edilen vergi borcuna yakın olduğuna dikkat çeken Uzman Dr. Çağlar Özen, “Her yıl yaklaşık 8.5 milyar Lira vergi ödeyen yaklaşık 30 bin aile hekiminin, aylık her 100 Lira hak edişinden 35 Lira vergi kesilmektedir. İliç’te doğayı katleden, kayıplara neden olan, kuşaklar boyu toplum sağlığını bozacağı öngörülen oradaki yaşamı kökünden sarsan felakete neden olanlardan silindiği iddia edilen 7.2 milyon dolar vergiye yakındır. Kaldı ki bizden kesilen bu vergi miktarına aile sağlığı çalışanı arkadaşların ödediği vergiler dahil değildir. Onların vergilerini de eklediğimizde, vergi borcu silindiği iddia edilen kaç patronun borcunu ödediğimizi siz hesap edin” yorumunu yaptı.
Ortak basın açıklamasında bu konudaki adaletsizliğe dikkat çekilirken, şu ifadelere yer verildi:
“Bizler sağlığı yok eden değil, sağlık dağıtanlarız. Bu durumda hangisi makbul? Çevreyi ve sağlıklı yaşam alanlarını yok edenler mi yoksa bizler mi? Neden bizden alınıp onlara veriliyor? Neden bizler enflasyon karşısında eriyen ücretler alıp üstelik önemli kısmını vergiye verip eziliyoruz? Anne ve bebek ölümlerini ülke tarihinde hiç olmadığı kadar azaltan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları tüm koruyucu sağlık hizmetlerini üstlenenlerdir. Sağlık sisteminin tıkandığı tüm angaryaların dayatıldığı meslek gruplarıdır. Yetmedi, üstüne atılan tek bir suç için birden fazla ceza almaları kanun ile düzenlenenlerdir, en korunmasız şartlarda çalışanlardır. Yetmedi, akıl almaz hasta sayıları ile canla başla boğuşanlardır, enflasyonla aldıkları ücret sürekli eriyen ama en ağır vergi yükü altında ezilenlerdir, enflasyon nedeniyle yetersiz kalan cari ödenekleriyle çalışırken ihtiyaç duydukları tüm malzemeleri kendileri alan, tüm harcamaları kendileri yapanlardır, bütçeden ayrılan payda hastanelerin kat be kat altında olanlardır.”
Koruyucu sağlık hizmetlerinin hastalığın kendisi ile mücadeleden çok daha etkin olduğunun bilim dünyası tarafından kabul gördüğüne dikkat çekilen açıklamada, “ Bizler; onurlu, saygınlığımızın farkında olan, haklarımızı bilen ve bu uğurda her türlü yasal ve hukuki mücadeleden kaçınmayanlarız. Bu bilinçle buradayız ve devam edeceğiz. Sadece bizler değil, tüm hekimler ve sağlık çalışanları bu ağır yükün altında ezilmektedir. Toplum sağlığı için üreten bizleriz, bölüşüm, yönetim ve vergide adalet istiyoruz. Mücadelemiz ortaktır ve birlik ve dayanışma içinde devam etmesi gerektiği açıktır” denildi.
Türk Tabipler Birliği’ne bağlı Aile Hekimleri her çarşamba sağlık iş kolu Sivil Toplum Örgüt ve Kuruluşları ile birlikte “Aile Hekimleri Vergide Adalet istiyor” çağrısı ile eylem yapıyor. Bir aydan fazla zamandır devam eden eylemlerine bakanlıktan hiçbir yanıt gelmemesine rağmen, sağlık çalışanları kamuoyunun dikkatini çekmek ve doğruları anlatmak üzere eylemlerini sürdürüyor.