Bir yılı daha gerilerde bıraktık, acısıyla tatlısıyla…
Özellikle geçinme derdi, bu yıla sarkan en büyük sorun olarak dar gelirlinin yakasına yapışmış durumda…
Enflasyon, işsizlik, gıdaya ulaşım sorunu ve insanca yaşamanın koşulları konuşuldu durdu.
Yine bu yılda aynı şeyleri hep duyacağız, neden?
Yönetici kalitesinin ve sorunları çözecek projelerin yokluğu ve bir de kısır tartışmalar bu sonucu doğruyor.
Her şeye rağmen yerel seçimlerin havasına girdik, siyasi partilerin adayları artık yavaş yavaş genel merkezler tarafından açıklanacak.
CHP-DEM seçim işbirliği bir taraftan kurulurken diğer cephe Cumhur İttifakında sert vuruşlar gelmeye devam ediyor.
CHP’yi terörle yan yana getirmek gerçekten çok zor, çünkü ülkeyi kuran bir partinin bölücülük yapan bir parti ile iş birliği içerisine girmesini kimse düşünemez.
Fakat olmaz olmazmış, bu fotoğraf çok açık görülüyor. Seçimlerde kazanmak için ülkenin geleceği karartılmamalıdır. Böyle bir anlayış faydadan çok zarar getirir.
Yaşananları üst üste koyduğumuzda siyasette bir değişim rüzgârının esme olasılığı oldukça fazla ve merkez sağı tekrar iş başında görmek isteyenlerin de ciddi bir çoğunluğu oluşmaktadır.
Merkez sağ konusunda önemli aşama kaydeden İyi Parti onca istifaların ardından toparlanma göstererek büyük sıçrayış yapabilir.
Atatürk’ü, cumhuriyeti, demokrasiyi tartışma konusu yapmayan merkez sağ siyasetine karşı gerçekten özlem giderek artıyor.
Akşener’in stratejisi siyasetteki bu boşluğu doldurmanın cabasını ortaya koyuyor. Üçüncü yolun açılması Türk siyaseti için tartışmasız gereklilik haline gelmiş durumdadır.
İyi Parti için iktidara giden parti görüntüsü yakın zamanda ortaya çıkmaya başlarsa hiç şaşırtıcı olmayacaktır.
Şimdi de biraz Mersin’den bakalım: Tanıdık siyasi aktörlerin dışında yeni yüz diyebileceğimiz çok az sayıda insan var.
Dr. Bülent Özkan, gerçekten her ne kadar yaşamı boyunca siyasetin içinde olmasına rağmen ilk kez aday adayı olarak İyi Parti’den sahaya çıkma eylemi gösteriyor.
Dr. Özkan, öncelikle üreten Mersin sloganıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Belediyeciliğin sadece yok, kaldırım yapmak olmadığını ve üretime dair çok şey yapabileceğini anlatıyor.
Klasik söylemlerin dışına çıkan Dr. Özkan’ın siyasette yeni bir yüz, yeni bir soluk olduğunu görebiliyoruz.
Üçüncü yol ufukta beliriyor. Dr. Bülent Özkan ile Mersin geleceğe koşabilir, bu neden olmasın?
Yeni yılınız kutlu olsun…
